1 Ekim 2013 Salı

Qingdao


Qingdao

Qingdao, Çin’in Kuzey kısmında yer alan ve dünya ihracatının döndüğü Shanghai’dan sonra ki en büyük limana sahip güzel şehir. Uzun yıllar Alman sömürgesi olarak ve bir dönemde Japonya’nın hâkimiyetinde kaldıktan sonra Çin Halk Cumhuriyeti topraklarına yeniden katılmıştır. Bu çok ulusluluk Qingdao’ya bir Çin şehri olmasından çok Avrupai bir hava katmıştır. Pek de güzel olmuştur.

Geçen Mayıs ayında bir hafta sonu aklımıza esmiş ve basıp gitmiştik. O vakit sadece bir gece kalmıştık bir gece tabi ki hiçbir şeye yetmedi.  Mid-Autumn Festival bu sene hafta sonu ile birleşince Qingdao yolları bize de görünür oldu. Mid-Autumn adı üstünde orta son bahar tatili. Bu tatile özel Moon cake dedikleri ay kekleri yapılıyor.


Marketler restaurantlar çeşit çeşit bu keklerden hazırlıyor, biz de adet yerini bulsun dedik ve son çalışma günü şirkette Moon Cake yedik.  Benim için fazla hamurumsu çiğ bir tadı vardı o yüzden pek beğenmedim. Şeklini dolunaydan alıyor.

1.       Gün
Qingdao’ya geçen sefer hızlı trenle gitmiştik, bu sefer arabayla gittik. Çin’de araba kiralamak yabancılar için mümkün değil, birçok ülkede 6 aya kadar geçerli olan ehliyetlerimizi Çin Hükümeti kabul etmiyor.  Ehliyet için başvuru yapıp sınava girmeniz gerekiyor. Sabah erkenden kalkıp eşyalarımızı yükledik. İlk durak kahvaltılık almak için Starbucks.  Sandiviçleri ve kahveleri alıp düştük yola. Qingdao – Weifang arası yaklaşık 200 km programımızda ilk görmemiz gereken yer dünyanın en uzun köprüsü olarak adını duyuran Haiwan Bridge vardı. 


Köprü 42 km uzunluğunda Sarı Deniz üzerinden 3 şehri birbirine bağlıyor. Rotamızı köprünün üzerinden şehre girecek şekilde ayarladık ve Qingdao’ya buradan girdik. Başlangıçta bilinmeze doğru gidiyormuş hissi veriyor insana ucu bucağı görünmeyen bir yol.


Qingdao’da  konaklamak için Agoda.com’dan Ibis Hotel’i tercih ettik. Gecelik 54TL ödedik. Agoda.com’un söyle bir güzelliği var yaptığınız her rezervasyon için bonus kazanıyorsunuz ve bir süre sonra bu size bir gece bedava konaklama olarak geri dönüyor. Otel bu zamana kadar kaldıklarımıza kıyasla kötüydü. Temizlikte sınıfta kaldılar.   


Otele hemen yerleşip hızlıca gezi programına başladık. İlk durak Qingdao Katolik kilisesiydi.  Qingdao’da metro yapım aşamasında, 2014’te faaliyete geçecek bu yüzden şehiriçi ulaşım ya otobüsle ya da taksi ile olmak zorunda. Katolik kilisesi şehrin en eski yapılarından (Adresi: No.15 Zhejiang Road, Shinan District, Qingdao 266001). Kilise, sahile yakın sayılacak bir mesafede, o yüzden sahilden de kolaylıkla gidebilirsiniz. Kiliseye giderken yolda bir Çin klasiği olan sokağa asılmış çamaşırlarla karşılaştık. 


Kilisenin içerisi ziyarete kapalı tıpkı saraylarda olduğu gibi korumalı bir bölmeden içeriye bakabiliyorsunuz sadece, etraf düğün fotoğrafçıları ile dolu belki 10’dan fazla çift burada çekim yaptırıyordu. 



Sanırım gelinleri kıskandırmak niyetinde olan bir temizlik görevlisi etrafta tüm çalımı ile dolaşıyordu.   

Kilise binasına dışardan bakıp sahile indik. Kiliseden doğruca aşağı indiğinizde Qingdao’nun görülmesi gereken yerleri arasında geçen Zhanqiao Pier ve hemen karşısındaki Little Qingdao. Tren istasyonu sahile çok yakın istasyondan çıkar çıkmaz sahile inerseniz bu güzel 2 yapı karşınızda olacak. Pier tadilat dolayısı ile kapalıydı. Little Qingdao küçük bir ada üzerinde tarihi deniz feneri var. 


Luxen Park'a kadar sahilde yürüyüş yaptık  sonra orda biraz dinlenip yine sahilde olan Alman Hapishanesi Müzesi'ne gittik (Qingdao Germany Prison Museum Site -Adres: No.321 Changzhou Road, Shinan District, Qingdao 266003) Müzeye giriş 25RMB içerisi oldukça ilginçti. 



En çok ilgimi çeken bölüm Japon işkence odasıydı. Müzede dolaştıktan sonra yemek yemek için daha önce belirlediğimiz İtalyan restaurantına gittik.



Qingdao’da fastfood’tan ziyade uluslararası restaurantları denemeye karar vermiştik. Milano Italian Restaurant bu gezimizin en favori mekanı oldu. Her akşam gittik. Gittiğimiz mekânların Çince adreslerini http://www.qingdaochinaguide.com  temin edebilirsiniz.   Yemek olarak önden domatesli fesleğenli çıtır ekmeklerden söyledik, vejetaryen pizza ve lazanya da ana yemek olarak sofrada yerini aldı.   İçecekler meşhur Qingdao biraları. Biralar buz kovasında geldiğinde medeniyeti iliklerimize kadar hissettik. Yemek, sohbet derken bütün akşam Milano restaurantın bahçesinde geçirdik 350RMB hesap ödedik.



2. Gün

Erkenden uyanıp Marina City alışveriş merkezine gittik adından da anlaşıldığı gibi burası Qingdao marinada olan bir yer. 2008 Pekin Olimpiyatların bir ayağı bu marinada yapılmıştı, yelken barınağı ve 4 Mayıs meydanı da burada. Marina ile birleşen sahili takip ettiğinizde 4 Mayıs anıtını ve müzik meydanını görmeniz mümkün.



Diğer tarafta ise Deniz feneri ve ülke bayraklarının olduğu kordon mevcut, özellikle akşamları şehrin tüm manzarası burada tüm ihtişamı ile sizi bekliyor. Sabah erkenden çıkıp marinaya geldik çünkü yer bulmak biraz sorun olabiliyor öğlene kadar kahve ve denize karşı kitap okuma keyfini yaşadık.
Yeni durağımız Qingdao Protestan Kilisesi (adres Jiangsu Lu 15, Qingdao) kiliseye giderken tesadüfen Signal Hill Park’a rastladık burada nedir diye içeri girdiğimizde Alman sömürgesi olduğu zamanlarda burasının bir sinyal merkezi olduğunu öğrendik.



Bir tepenin üzerine kurulu kulelerin görüntüsü mantara benziyor kuleye bir parkın içinden çıkılıyor giriş 10RMB. Kuleye çıktığımızda doğru bir seçim olduğunu fark ettik Qingdao’da görülmesi gereken her yeri ayaklarınızın altına seriyor. Kule, Ankara’daki Atakule formatında döner bir platform var. Kuleyi de gezip tekrar kilise yollarını tuttuk. Protestan kilisesi dışarıdan bakıldığında çizgi filmlerdeki evleri andırıyor. Burada da düğün fotoğrafçıları var ama Katolik Kilisesine nazaran talep oldukça düşüktü. Kilise girişi 10RMB bu zamana kadar gördüğüm en sade kilise hiçbir resim ya da heykel yok içeride bomboş duvarlar sadece camlarında işlemeler vardı. Birde kilisedeki boşluktan mı dikkatimi çekti bilmiyorum ilk defa daha önce filmlerde gördüğüm kilise orgu ile karşılaştım. 




Kiliseden çıkıp Zhan Shan Tapınağı'na gittik (ShiNan District > ZhongShan Park Alanı) parkta biraz dolaştık ve tapınak bölümüne geçtik. Giriş ücretliydi ama girişteki güvenlik bize güzellik yapmak istedi sanrım bilet satmadan bizi içeri davet etti. Daha önce gördüğümüz tapınaklarla hemen hemen aynıydı tek fark daha büyük olmasıydı.   




Her bölümde Budist rahipler sıkı koruma halinde idiler. Budist rahipleri aktif olarak gördüğüm ilk yer de burası oldu. Enteresan olarak ilk defa bayan bir tanrıça gördüm. 


Parkın içinde bulunan ama çok yüksekte olduğu için teleferik ya da araçla çıkılabilen Qingdao TV Tower’a gittik giriş 180 RMB.   


Tower dönüşü Şarap sokağına gittik burası yan yana dizilmiş şarapçılardan oluşan bir sokak ama biz mi yanlış zamanda gittik bilemiyorum çok sessiz sakin sanki hiç faaliyet yokmuş gibiydi sokakta bir de şarap müzesi vardı ama Çinliler ve şarap pek mantıklı gelmedi ve girmedik.


 Karnımız acıkmaya başlayınca planlarımız arasında olan Alman restaurantına gittik.
Alman restaurantının hemen yanında Grand Theatre  ve Tsingdao Beer festival alanı vardı oralara da  küçük bir ziyaret yaptık. Bu sene festival tarihlerinde Türkiye’de olduğumuz için kaçırdık.



Zur Bierstube German Restaurant’ta da bahçede oturmayı tercih ettik. Bahçesi olan bir mekan bizim için bulunmaz bir nimet. Hemen menüleri karıştırıp patates salatası, biftek ve hamburger, yanına da Alman birası söyledik. Yemeklerin hepsi çok lezzetliydi ortalama 320RMB civarı bir hesap ödedik. Ama gönlümüz İtalyan resturantının keyifli ortamında kalmıştı. Yemekten sonra tekrar bir şeyler içip muhabbet etmek için Milano İtalian’a gittik.




3.Gün

Bu gün tek planımız olduğu için biraz geç kalktık. Bir şeyler yemek için otelin hemen yanındaki KFC’ye gittik dönüşte 3 gündür hazırlıklarını gördüğüm ama bir türlü denk gelemediğim bir düğün seremonisi ile karşılaştık. Otelin yanında bir nevi düğün salonu olarak tabir edebileceğimiz bir mekân vardı, girişe toplar ve trompetli teyzeler dizilip müzik yapıyorlardı 2 genç arkadaş da ejderha kıyafetleri giyip gelinle damadın girişinde bir çeşit gösteri yaptılar. Kalabalıktan çok az şey yakalayabildim.


Çin'de 4 rakamının telafuzu ölüm kelimesinin seslendirilişi ile çok yakın olduğu için 4 rakamı uğursuz sayılmaktadır bu nedenle 4 rakamının bazı binalarda, asansörlerde ve benzeri durumlarda kullanılmayı tercih edilmediğini duymuştum fakat yaklaşık bir yıldır burda yaşamamıza rağmen ilk defa gördüm.


  Bugünkü programda Polar Ocean World’ a gidip yunus gösterilerini izlemek vardı. Qingdao’da enteresan binalar her yerden yükseliyor. Gösteri girişi 180RMB içerde ufak çaplı bir akvaryum mevcuttu.


Kutup ayısı, kurt, penguen, fok, çeşit çeşit balıklar ve yunuslar vardı. Gösteri beklediğimizden daha kısa sürdü en kötü tarafı ise İngilizce hiç kullanılmaması oldu.




Yunuslardan sonra deniz aslanı ve fokların gösterisini izlemek için yan taraftaki salona geçtik. Deniz aslanı pek espiritüeldi.


Gösteriden sonra Laoshan dağına gitmek istedik fakat buraya gitmek için otobüslere binmemiz gerekiyordu yeterince Çinlilerle haşır neşir olduğumuz için bu tatilde biraz daha şansımızı zorlamayalım keyfimiz yerinde kalsın dedik ve vazgeçtik. Akşam yemek planımız Hint Mutfağı denemesi idi. Fatima Indian Restaurant'ın yolunu tuttuk.


Burada menüden Vegetable Pokora, Vegetable Salad, Dhal Tadko, Chicken Tikka Masala söyledik. Hepsi birbirinden lezzizdi yemeklerin. Mekân Hint geleneklerine göre dekore edilmişti. İçerdeki sivrisineklerse kendimizi Hindistan'da hissetmemiz için dekorun bir parçası idi sanırım. Afiyetle yemeklerimizi yedikten sonra sohbet-muhabbet için yine Milano İtalian'a gittik.



4.Gün

Biz sabah yolluk kahvelerimizi alıp yapacak bir şeyimiz kalmadığı için Weifang'a döndük ama ben daha önceki gelişimizde gittiğimiz biraz müzesinden bahsetmek istiyorum Tsingtao Brewery Museum (Adres : 56 DengZhou Road) müze eski bira fabrikası aslında, fabrika faaliyetlerin devam edebilmesi için daha büyük bir alana taşınınca burası müze olarak tahsis edilmiş. Müzenin bulunduğu sokak sağlı sollu restaurantların bulunduğu hayli neşeli bir mekân. Müze girişi yanlış hatırlamıyorsam 25RMB idi.

İçerde kuruluş evraklarından bu güne kadar yapılan reklamlarına paketlenme aşamasına kadar birçok bölüm mevcut. Dünya biralarının olduğu vitrinde, Efes Pilsen’i görmekte ayrıca gurur verici idi. Sarhoşluk hissini yaşamak için dizayn edilmiş bir oda da gezilecek yerler arasında. Müze ziyareti sırasında 2 yerde bira test barları var bunlardan birinde Raw beer dedikleri ham biranın test edildiği kısımdı. Ham bira açıkçası işlenmiş biralardan çok daha lezzetli idi. Müze çıkışında küçük bir bar var burada ham birayı sevenler için özel satış yapılıyor ancak biralar fıçıdan servis edildiği için alıp götüremiyorsunuz.



Eğer yolunuz bir gün Qingdao’ya   düşerse bira müzesi kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında. Qingdao’da bir Türk restaurantıda mevcut burası bir restauranttan daha çok fast food kıvamında Istanbul Turkish Restaurant(adres: Mykal Mall-7F, Mykal Food Court) Mayıs’taki ziyaretimizde gitmiştik. İşletmecisi Kurtuluş isimli Türk bir arkadaştı. Yemekler gayet lezzetli tavuk dönerden iskendere birçok yemek vardı. Resturantın müşterileri ise şehirdeki yabancı turistlerdi. Sanırım onlar da yaşasın Türk mutfağı diye buradalardı. Qingdao için 2-3 gün oldukça yeterli görülmesi gereken her yeri bu sürede rahatlıkla tamamlaya bilirsiniz.